27 Eylül 2012 Perşembe

Sır : SABIR

Mevlana'nın herşeydeki sırrı "Sabırdır".

Açlığa sabredersin adı "Oruç" olur,
Acıya sabredersin adı "Metanet" olur,
İnsanlara sabredersin adı "Hoşgörü" olur.
Dileğe sabredersin adı "Dua" olur.
Duygulara sabredersin adı "Gözyaşı" olur.
Özleme sabredersin adı "Hasret" olur,
Sevgiye sabredersin adı "Aşk" olur..
                                          

18 Eylül 2012 Salı

Quotes of The Day




 “Failure defeats losers, failure inspires winners.”


   Robert T. Kiyosaki

Kuantum Düşünce


Kuantum düşünce yöntemi, bireyin kendi sosyal gerçeklerini, kendi düşünce gücü ile oluşturduğunun farkındalığına ulaşması sonucu, bilinçaltına bilinçli ve sistemli bir şekilde hükmetmeyi prensip edinerek, zihin haritasını kendi özvarlığı lehinde programlamasına yönelik eylemler bütünün temsil ettiği bir düşünce sistemidir, bir yaşayış şeklidir.

Kuantum Düşünce Yönteminin temelini, kuantum fiziğinin en önemli bulgusu olan; gözlemcinin veya düşünen varlığın fiziki ve sosyal dünya gerçeklerini şekillendirme gücü yatmaktadır. Bir diğer deyişle; kuantum fiziğinin bulguları, düşüncenin yaratıcı gücünü kanıtlamış ve kuantum düşünce yöntemi geçerlilik kazanmıştır.

11 Ağustos 2012 Cumartesi

Okunmalı : Üzüntüyü Bırak Yaşamaya Bak

Okunması gerektiğine inandığım bir kitap , Dale Carnegie'den ...
Herkesin kendsinden bir şeyler bulacağına emin olduğum kısmi hayat prospektüsü ,
En yakınlarımla paylaştığımda hep olumlu dönüşler aldım bu yüzden blogumda paylaşmadan edemedim kim bilir belki siz benden önce keşfetmişsinizdir ;)

"Üzüntüyü Bırak Yaşamaya Bak "  - D&R ve Idefix 'den ulaşabilirsiniz.









30 Temmuz 2012 Pazartesi

Okuyalım : İçimizdeki Çocuk


Hepimizin içinde bir çocuk vardır. İçimizdeki çocuk her zaman sağlıklı bir ortam içinde gelişmez. Aile, okul, genel kültür ortamı çoğunlukla çocuğun sağlıklı gelişmesini engeller. Birey bedenen büyür, fakat içimizdeki çocuk psikolojik anlamda sağlıksız ve cılız kalabilir
İçindeki çocuğu sağlıksız olan bireyin kişiliği “bağlaşık”tır. Çünkü bu birey yaşamın anlamını, mutluluğunu, kendi değerini ilişki içinde olduğu başkalarının gözünde, sözünde, davranışında kısacası başkalarının kendisine verdiği değerde arar; kendine verdiği değer başkalarının onu algılamalarına bağlanmıştır. Bu anlamda “bağlaşık kişilik” temel yapıyı oluşturur.
İşte bu kitapta içinizdeki çocuğu keşfe çıkıp , hayatınıza farklı bir pencereden bakabilirsiniz.

20 Temmuz 2012 Cuma

Bu egoları şişirsek de mi saklasak ?

Aykut Oğut'un son kitabı çıktı çıkıyor derken bir sürpriz ile karşılaştık ve hayat arkadaşı Esra Oğut 'un da kitaba kalemini değdirdiğini gördük .Aynı akıcılık ,  her satırında kendinizden bir parça bulacağınız bir kişisel gelişim kitabı .
Şimdi diyeceksiniz ki bu kitaplar da hep aynı şeyleri söylüyor , evet doğru ancak Esra ve Aykut 'un bunu yalın bir dille  ve güncel hayatla içiçe ele alışı  daha rahat algılamamıza yardımcı oluyor . Bu kitapta asıl güzel olan ise  bizlerin sorularına cevap vermiş olmaları , okuyucuların sorduğu soruları bir Aykut bir Esra cevaplamış  okunası bir kitap olmuş ,  tekrar tekrar okunası cinsten.
Her sorunun sonunda da kendinizi değerlendirmeniz isteniyor bunun için bir form bulunuyor. Daha ne olsun ?
Kitabı bu kadar ballandırdıktan sonra sanırım okumanız kaçınılmaz olacak , kitaplığınızda bulunsun :)


Mükemmel bir ilişki,
Mükemmel iş,
Mükemmel kazanç,
Mükemmel dostluklar,
Mükemmel aile ilişkileri,
Mükemmel bir hayat,
Aslında yoktur...
Varolan ilişkinize, işinize, kazancınıza, dostluklarınıza, aile ilişkilerinize, hayatınıza Mükemmel bir bakış açısı vardır.
Biz bu kitapta , ''kendi mükemmel'' bakış açımızı paylaşıyoruz sizlerle. Bizim hayatımızı, tek kelimeyle, Mükemmel hale getiren bakış açımızı.
Hangilerine inanacağınız, hangilerini uygulayacağınız, hangilerine sırtınızı döneceğiniz, tamamen size kalmış.
Teorilerden uzak, sadece yaşanmışlıkların paylaşıldığı yolculuğumuza, sizleri de davet ediyoruz.
Hoşgeldiniz.
(D&R satış fiyatı : 25 tl)

9 Temmuz 2012 Pazartesi

Nasıl bir yönetici ile çalışmak istersiniz ?

Less-Confident People Are More Successful

If your confidence is low, rather than extremely low, you stand a better chance of succeeding than if you have high self-confidence. There are three main reasons for this:
  1. Lower self-confidence makes you pay attention to negative feedback and be self-critical: Most people get trapped in their optimistic biases, so they tend to listen to positive feedback and ignore negative feedback.
    Low self-confidence may turn you into a pessimist, but when pessimism teams-up with ambition it often produces outstanding performance. To be the very best at anything, you will need to be your harshest critic, and that is almost impossible when your starting point is high self-confidence. Exceptional achievers always experience low levels of confidence and self-confidence, but they train hard and practice continually until they reach an acceptable level of competence. Indeed, success is the best medicine for your insecurities.
  2. Lower self-confidence can motivate you to work harder and prepare more: If you are serious about your goals, you will have more incentive to work hard when you lack confidence in your abilities. In fact, low confidence is only demotivating when you are not serious about your goals.
    Most people like the idea of being exceptional, but not enough to do what it takes to achieve it. Most people want to be slim, healthy, attractive and successful, but few people are willing to do what it takes to achieve it - which suggests that they don't really want these things as much as they think.
  3. Lower self-confidence reduces the chances of coming across as arrogant or being deluded.
    Lower self-confidence reduces not only the chances of coming across as arrogant, but also of being deluded. Indeed, people with low self-confidence are more likely to admit their mistakes — instead of blaming others — and rarely take credit for others' accomplishments. This is arguably the most important benefit of low self-confidence because it points to the fact that low self-confidence can bring success, not just to individuals but also to organizations and society.
In brief, if you are serious about your goals, low self-confidence can be your biggest ally to accomplish them. It will motivate you to work hard, help you work on your limitations, and stop you from being a jerk, deluded, or both. It is therefore time debunk the myth: High self-confidence isn't a blessing, and low self-confidence is not a curse — in fact, it is the other way around.

25 Haziran 2012 Pazartesi

İş Değişikliği İçin 10 Sebep



Çalıştığınız sektörün geleceği
Şirketinizde mutlusunuz, işinizi seviyorsunuz, maaşınız da tatmin edici . Ne yazık ki, şirketinizin durumu iyi olsa da, içinde bulunduğunuz sektör yok olmaya başlıyor.

Sektör iyi , şirket gidici
Her çalışan, şirketin durumu hakkında bilgi sahibi değildir. Herkes gerçeği duyup öğrendiğinde de, şirket ya batmış ya da batmak üzere demektir.

Sektör ve şirket iyi, siz gidicisiniz
Sektörün, şirketin yahut da yaptığınız işin sonucu, çökmek üzere olabilirsiniz.
(stres , yorgunluk vb.)

Şirketin stratejisi artık mantığınıza yatmıyor

Stratejik kararlar bulunduğunuz görev sebebiyle çalışma şeklinizi, üstlerinizle ilişkinizi zorlayıp kendiniz ile çelişmenize sebep olabilir.

Amirinizle çalışamaz hale geldiyseniz
Bazen bir amirinizle öyle ters düşersiniz ki, hem çalışma ortamı yaşanmaz hale gelir, hem de kariyeriniz zarar görmeye başlar.

Arkadaşlarınız bir bir gemiyi terk ediyor
Çalışma arkadaşlarınız birer birer ve sessizce kaçıyorlar.

Başka işler öğrenmek istiyorsunuz

Yeni beceriler edinmek, yeni şeyler öğrenmek, yani mesleğinizde daha iyi olmak istiyorsunuz. Ama bulunduğunuz görev, şirketteki kariyer imkanları buna elvermiyor. 

Size hayallerinizdeki iş teklif ediliyor

Ne zaman gideceğini bilmek kadar, nereye gittiğini bilmek de önemli. Bazen işinizden memnunken, hiç aklınızda yokken, bir teklifle hayatınız değişebilir.

Piyasada sizin gibilere ihtiyaç var


İş değiştirmemek güvenli, rahattır ama bazen piyasa bastırır, sizi tahrik eder. Mesela CV’niz İK’cıların ilgisini çekiyorsa.


Yaptığınız iş size çok hafif geliyor
Eğer aynı şirkette daha iyi bir imkan yoksa, bye bye !




21 Haziran 2012 Perşembe

Ünvan Teselli Günleri


İş  dünyası yöneticilerden geçilmiyor. Birkaç yıllık tecrübesi olanlara bile uzman unvanına sahip olabiliyor . Bunun birçok nedeni var tabi ki en önemlisi zam yapamayan yönetimin , çalışanlarını ünvanlarla motive etmesi ve kuruma bağlılığı artırması.


İnsan Kaynaklarında sürekli bir gelişimin olduğu günümüzde , en etkili ve sürekli değişimin ünvanlarda olduğu çok açık. Sekreter yönetici asistanına, tezgahtar satış danışmanına, muhasebe müdürü mali işler yöneticisine, personel yöneticisi İK direktörüne, genel müdür CEO’ya dönüşürken, aynı zamanda şirketlerde bir sürü yeni unvan da doğdu. Önceden müdür, yönetici olabilmek için yıllarca çalışmak gerekirken şimdi işe yeni başlayanlar bile kartvizitlerine uzman yazdırabilir hale geldi.


Sağladığı motivasyon inkar edilemez ancak asıl sıkıntı ünvanların yapılan işlerle desteklenmediği süreçte yaşanıyor.İçi boş ünvanlar ortada dolaşıyor ancak kişi ünvanın hakkını vermek için elinden geleni ardına koymuyorsa ne mutlu...


Cebe giren değişmese de ünvan ile gelen ego çalışana büyük teselli oluyor ;)



10 Haziran 2012 Pazar

Maaş Pazarlığı Tavsiyeleri


• Size teklif edilen ücreti karşı çıkmadan  kabul etmek zorunda olmamalısınız. Maaş konusunu tartışmaktan çekinmeyin.
• Uzmanlara göre eğer bir ücret belirtmek zorundaysanız, ortalama olarak min. eski maaşınızdan yüzde 10 fazlası ile başlayabilirsiniz.
• Kesin bir rakam söylemeniz gerekirse , iş görüşmesinden önce aynı sektörde başvurduğunuz pozisyon veya benzer pozisyonlar ile ilgili en güncel ücret bilgilerine sahip olmak için bir araştırma yapmak fayda sağlayacaktır.
• Aylık olarak elinize geçen net maaşın yanı sıra  ikramiye, sigorta, kariyer olanakları da kazancınızın bir parçası olarak düşünmelisiniz.
• Pazarlığa başlamadan önce; görüştüğünüz şirketin size önerebileceği  paketin en yüksek ve en düşük değerlerini öğrenmeye çalışmalısınız.
• Pazarlık yapacağınız şirketin önem verdiği konuları veya aday olduğunuz pozisyonla ilgili kritik özellikleri tespit etmeye çalışın. Bunu iş görüşmesinde söz maaş konusuna gelinceye kadar öğrenebilirsiniz. Bu pozisyonun aciliyeti gibi özel durumlar, size vermeye hazırlandıkları maaşı belirlenen skalaların ötesine taşıyabilir.
• Pazarlık doğası gereği karşılıklı taviz gerektirir. İstediğiniz rakam üzerinde aşırı ısrardan kaçınmalısınız. Size sunulan artılar karşılığında siz de özverilerle yanaşabilirsiniz.
• Karşınızdaki kişi bir an önce bu maaş diyalogunu bitirme yönünde sinyallerle sizi yıldırmaya çalışabilir, sakinliğinizi kouruyun. Maaş pazarlığı aynı zamanda kişiliğinizin en çok deşifre olduğu anlardır. Sizi en çok bu andaki tavırlarınızla hatırlayacaklardır.
• Her iki tarafın da sonuçtan memnun olmasını istediğinizi belli edin.
• Kaçınmanız gereken bir başka şey de almakta olduğunuz maaşla ilgili yalan söylememek. Kimin, nereden işin doğrusunu öğrenebileceğini asla bilemezsiniz :)

Quotes of the Day

4 Haziran 2012 Pazartesi

Motivasyon Zekası



Motivasyon Zekası (Motivasyonel Zeka-MotiQ), "kişinin kendisini bir hedef doğrultusunda eyleme geçirebilme ve bu hedef doğrultusunda çabasını kararlılıkla sürdürerek sonuç alıncaya kadar motivasyonunu etkin şekilde yönetebilme becerisiyle ilgili zihinsel ve davranışsal kapasitesi"ni ifade etmektedir.

Bazı insanlar hızlıca eyleme geçerler; fakat bunu kararlılıkla sürdüremezler. Bazıları ise, başlamakta ve eyleme geçmekte zorlanırlar; ama bir yola kesin karar verirlerse kesinlikle o yoldan dönmezler. Diğer bir insan grubu da, başladıkları bir işin sonunu getirmekte zorlanırlar. Bunun iki farklı nedeni olabilir: Ya başarı korkusu nedeniyle gereken son adımı bir türlü atamazlar. Ya da kaynaklarını ve enerjilerini tükettikleri için sonunu getiremeden vazgeçmek zorunda kalırlar.

Motivasyon zekası öncelikle “kişisel motivasyon süreci”yle ilgili bir durumdur. Yani kişinin kendi motivasyon sürecini yönetebilmesiyle ilgili bir özelliktir. Ancak motivasyon zekası yüksek olan bireyler başkalarını harekete geçiren faktörleri de hemen fark ederler. Dolayısıyla bu kişilerin başkalarını da motive etme konusunda da önemli bir beceriye sahip oldukları söylenebilir.

Yüksek bir MotiQ düzeyine sahip bireyler ;

* Zor durumlarda kalsalar bile hedefleri doğrultusunda kendilerini harekete geçirmeyi başarırlar ve bu doğrultuda kararlılıkla çaba gösterirler. Sonuçta eylemlerinden mutlaka sonuç alırlar.

* Değerlerinin ve amaçlarının farkındadırlar.

*İyimser ve pozitif bir kişilik yapısına sahiptirler.

*Bir üzüntü ya da tehlike durumuyla pozitif bir şekilde başa çıkma becerisi gösterirler.

* Hedef yönelimli hareket etmekte ve bu hedeflere ulaşmaya yönelik planlar yapmakta etkindirler.

*Bir hedefi başarma konusunda yeteneklerine güven duyarlar.

29 Mayıs 2012 Salı

Pozitif Ayrımcılık



Pozitif ayrımcılık, sadece “dezavantajlı” bireylere verilen ekstra haklardır.
Dezavantajlı bireylerin herkesin rahatça kullanabildiği bazı hakları çeşitli sebeplerden dolayı kullanamadığı için kendilerine bazı özel haklar sağlanır böylelikle gerçekten eşit olma şansını yakalayabilirler.
Değiştiremeyecekleri özellikleri sebebiyle dışlanan birey ya da toplulukların, bu durumlarının hafifletilmesi ya da tamamen ortadan kaldırılabilmesi amacıyla, mağduriyetlerinin kökenleri konusunda yeni haklar verilmesi şeklinde bir çözüm yolu izlenir.
Pozitif ayrımcılık fazladan bir hak değildir. Herkesle gerçekten eşit olunabilmesinin garanti altına alınmasıdır. Günümüzde pozitif ayrımcılık kavramı, yasalarla şekillenmekle beraber sosyal bilincin gelişmesiyle beraber daha çok benimsenmiştir.

Örnek : şirketlerde belli bir kotada engelli personel çalıştırılması zorunluluğu.

26 Mayıs 2012 Cumartesi

Quotes of the Day


''A lot of companies have chosen to downsize, and maybe that was the right thing for them. We chose a different path. Our belief was that if we kept putting great products in front of customers, they would continue to open their wallets. ''
                                       
Steve Jobs

Parts of Brain

24 Mayıs 2012 Perşembe

Quotes of the Day


                             “You only live once, but if you do it right, once is enough.”

                               Mae West

22 Mayıs 2012 Salı

Bedenimiz Ne Diyor?

Bedenin genel duruşu, gövde ve baş hareketleri, bacak ve ayak hareketleri, yüz ifadeleri, göz ilişkisi, el ve kol hareketleri ile söyleyiş biçimi bu kapsamda yer alır .
  • Bedenin öne doğru eğilimi, ellerin önde birleşmesi, omuzların düşürülmesi, masum bir yüz genellikle güçsüzlüğü ve zayıflığı ifade eder.
  • Ellerin göğüste birleştirilmesi güvensizliği ve iletişime kapalılığı, ellerin arkada birleşmesi özgüveni, ellerin yanda birleşmesi meydan okumayı belirtir.
  • Bacakların yönü, üst üste atılması, ayakların birleştirilmesi veya çapraz hale getirilmesi de bir mesaj kaynağıdır. Ayakların birleştirilmesi, gizlemeyi ve gerginliği ifade ederken, bacakların üst üste atılması rahatlığı ifade eder.

Bedenin en çok dikkat çeken yeri yüzdür. Yüz de ise en dikkat çeken  kısım gözdür. Yüz ifadelerini anlamak zordur. Çünkü yüz ifadeleri çok değişkendir. Kısa bir zaman diliminde yüzden fazla yüz ifadesi gösterilebilir. Yüz ifadelerine mimik hareketleri olarak ifade edilebilir. Neşe ve mutluluk en iyi ağız ve gözle, kızgınlık kaş ve dudakla, hayret, sürpriz ve anılara dalma gözlerle ifade edilir.
El kol ( jestler) hareketleri ne hissettiklerimizi belirten duyguların en iyi belirtileridir. Bazı davranışlar, heyecanı, gerginliği ve kızgınlığı belirtir. Grup içerisinde parmakla birini göstermek işaret etmek veya tehdit etmek gibi algılanabilir. Ellerin açık olması ve el içinin yukarı bakması iletişime açık olmayı, ellerin kenetli olması sıkıntı ve iletişime kapalılığı, ellerin içinin yere bakması baskıyı ve hükmetmeyi, ellerin çapraz hareket etmesi ise reddetmeyi ifade eder. Dokunma güven duygusu verir.  Kişinin özel ve önemli olduğunu gösterir.
Sesin tonu, vurgular ve susmalar konuşan kişinin eğitimini, sosyal durumunu, kibar ya da kaba oluşunu, heyecanını, üzüntüsünü veya mutluluğunu, hayret ve sürprizleri ifade eder.
Beden dili, bireyden bireye, toplumdan topluma hatta kültürden kültüre değişebilir. Bu nedenle, bireyin her hangi bir davranışına bakarak yorum yapmak doğru değildir. Böyle durumlarda yanlış mesaj verebiliriz veya alabiliriz. Bireyin herhangi bir davranışını yorumlayabilmek için bu davranışı bireyin diğer davranışlarıyla beraber değerlendirmek ve bireyin tüm özelliklerini dikkate almak daha doğru olacaktır.

 
  

18 Mayıs 2012 Cuma

Yetenek Erozyonu


Değer yaratan,sinerjik , üreten ve yaratıcı iş gücü bulmak zorlaşırken sınır tanımaz internet ağı ile bu  yetenekler profesyonel şirketlerin radarına girdi. Mevcut işlerinden memnun olup iş aramadıkları halde sürekli yeni teklifler alan bu tip çalışanlar, işe alım sürecinin yeni yönlendiricileri.
Ne sermaye gücü ne teknolojik üstünlük ne de güçlü bir marka imajı, iş dünyasını tatmin etmekte yeterli. Bunların hiçbiri, nitelikli çalışanlar kadar etkili değil çünkü bir şirketin sahip olduğu maddi manevi imkanlara değer katacak olan bu imkanları layığınca değerlendirebilecek iş gücüdür.

Nitelikli işgücü her geçen gün azalıyor. Bu yüzden de şirketler, var olan yetenekleri elde tutmakta zorlanıyor. Varolan yetenekleri elde tutmak öncelikle firmaların çalışanını keşfedebilmesinden geçiyor. Farkedildiğini hisseden çalışan ego tatmini ile yaratıcılığını arttıyor ve kurumsal bağlılığı daha da sağlamlaşıyor , başarılı ve keyifli işler ortaya çıkıyor. Her sektörde rekabetin  hızla yaygınlaştığı günümüzde firmaların yetenek avı kaçınılmaz oluyor. Sonuç mu? İşe alımda güç işverenden çalışana geçiyor.

17 Mayıs 2012 Perşembe

Slow Food Gıda Hareketi




Slow Food 1989’da fast food kültürüne, yerel gıda geleneklerinin yitirilmesine ve insanların giderek ne yedikleri, yedikleri gıdaların nereden geldiği, tadının nasıl olduğu ve yemek seçimlerimizin dünyayı nasıl etkilediği konusundaki duyarsızlıklarına karşı kurulmuş kar amacı olmayan bir organizasyonudur.
Slow Food, iyi, temiz ve adil gıdayı savunur. Yediğimiz şeylerin lezzetli olması gerektiğine; yeryüzüne, diğer canlılara ve sağlığımıza zarar vermeyecek şekilde temiz üretilmesi gerektiğine ve çiftçilerin emeklerinin karşılığını adil bir şekilde alması gerektiğine inanıyoruz.

Eğer yiyeceklerimizin nasıl üretildiği konusunda bilgi sahibi olursak ve üretenleri gönülden desteklersek, biz de üretim sürecine dahil olmuş ve tercihlerimizle iyi, temiz, adil gıdayı desteklemiş oluruz.


Slow Food, Manifesto – 1989

  • Uluslararası “Yavaş Yemek” hareketi, 9 Kasım 1989’da kurucu üye Falco Portinari’nin kaleme aldığı bu bildirinin 15 üye ülke tarafından onaylanmasıyla resmen kabul edilmiştir.
  • Endüstriyel uygarlaşmayla başlayıp gelişen yüzyılımız, önce makineyi icat etti sonra da onu kendine yaşam modeli olarak seçti.
  • Hayatın koşuşturma telaşı bizi köleleştirdi, sinsi bir virüse yenik düştük: alışkanlıklarımızla aramıza giriyor, evimize, özelimize yayılıyor ve bizi “Hızlı yemek”e zorluyor.
  • Bu telaşın türünün neslini tüketme tehlikesine karşı ve insan olmanın hakkını vermek adına, Homo Sapiens kendini kurtarmalı.
  • Hızlı hayatın evrensel çılgınlığına karşı direnmenin tek yolu sakin ve inatçı bir usulde bedensel keyif unsurlarımızı sıkı sıkıya savunmaktır.
  • Uygun dozlarda, duyusal hazları ve uzun soluklu keyifleri emniyete almak; durmadan çalışmayı verimlilik zannetme çılgınlığına kapılmış kalabalığın hastalığını kapmaktan korur.
  • Bizim bu düzene karşı koyuşumuz, “Yavaş Yemek”le sofrada başlamalı. Bölgesel yemeklerimizin lezzetlerini, kokularını yeniden keşfedelim ve “Hızlı Yemek”in ezici etkisini kendimizden uzak tutalım.
  • Hızlı yaşam, üretkenlik adına, var olmamızın geleneklerini değiştirdi ve çevremizi, ufkumuzu tehdit etmekte. Bu duruma tek çözüm “Yavaş Yemek”tir.
  • Gerçek kültür; lezzeti yok saymak yerine onu geliştirmektir. Bunun da yolu, uluslararası deneyim, bilgi ve proje değiş tokuşundan daha iyi ne olabilir?
  • “Yavaş Yemek” daha iyi bir geleceği emniyete alır. “Yavaş Yemek”, küçük salyangoz simgesiyle, “yavaş” kımıltıya devinim getirecek nitelikli desteğe ihtiyaç duyan uluslararası bir düşünce hareketidir.

13 Mayıs 2012 Pazar

Reiki


Rei her yerde varolan, ki ruhsal yaşam enerjisi anlamına gelmektedir. Sözcük anlamı, Japonca’da, “Evrensel Yaşam Enerjisi” dir.
Reiki’nin pozitif hissetmeye ve düşünmeye olduğu kadar kişisel gelişime de büyük faydaları vardır. Reiki herkes tarafından kolaylıkla öğrenilebilir ve uygulanabilir.
Reiki Seminerleri 3 aşamadan oluşur.

1.Aşama reiki semineri : reiki enerjisine açılma ve teorik eğitim olarak iki  kısımdan oluşur. Birinci aşamada kişi Reiki Öğretmeni'nden inisiyasyon alır. Bu Anadolu’da el verme dediğimiz olaya benzetilebilir. İnisiye olan kişi artık hem kendisine hem de başkalarına reiki verebilir. Reikinin 1.derece öğrenmiş bir kişi artık fiziksel düzeyde reiki verebilir.

2.Aşama reiki semineri : İkinci aşama seminerinde kişi sadece dokunarak değil aynı zamanda uzaktan enerji gönderme yöntemlerini öğrenir. Bunun için özel bazı semboller kullanılmaktadır ve bu sembolleri gizli tutmak reikiye duyulan saygının bir ifadesi olarak  kabul görür. Gereken sembolleri ve metotları öğrenen kişinin enerji seviyesi artar ve artık uzaktaki kişilere de enerji gönderebilir.

3.Reiki Masterlik(Öğretmenlik) Semineri : Reiki sistemini başkalarına da öğretme aşamasıdır. Bu seviyede kişi önceki tüm seviyelerde deneyim sahibi olmalı ve reikiyi yaşam biçimi haline dönüştürmüş olmalıdır.

P.S: Bedeninizde varolan enerjinin farkına varın!

11 Mayıs 2012 Cuma

10 Mayıs 2012 Perşembe

The Weakness of Overconfidence


Confidence is a great soul. It encourages us to get past our doubts and take action.
So why is slightly too much of it so bad?
Let’s first take a look at why we get overconfident. Generally, if something requires the full extent of our abilities, we find it challenging and need to use all our resources to overcome the problem. That’s a really hard thing to do, and we generally feel not too confident about it. When things are at about our ability level but don’t strain it too much, we find it interesting and maybe even a bit relaxing. In this case, we can feel confident about our ability to accomplish the task, but know that we still have to work hard. However, when the task is extremely easy and below our abilities, we may often feel that it’s barely worth our time ,where the danger of overconfidence becomes a menacing threat.

That is exactly what happens when you start to procrastinate on these easy tasks. By putting it off, the amount of time you have to finish is decreased, increasing its difficulty level. By not concentrating on it fully, the chance of making a mistake goes up significantly. It’s like only having half your brain available to you, making the problem harder. Additionally, resources that were available may no longer be available to you later.

7 Mayıs 2012 Pazartesi

Beyninizin Hangi Tarafı Daha Etkin


1-Okuldayken hangi dersleri daha çok severdiniz?
a) Türkçe, Resim, Sosyal vb.
b) Fenle ilgili olanları
...
2-Hangi tip sporları yapmaktan hoşlanırsınız?
a) Tek başına yapılan sporları
b) Takım sporlarını

3-Gördüğünüz rüyaları ne sıklıkta hatırlarsınız?
a) Çoğunlukla hatırlarım
b) Ender olarak hatırlarım

4-Ellerinizi ve mimiklerinizi konuşurken ne kadar kullanırsınız?
a) Çok kullanırım
b) Çok az kullanırım

5-İki elinizin parmaklarını birbirine geçirerek kapatın. Hangi elinizin baş parmağı üstte kalıyor?
a) Sağ
b) Sol
 

6-Şu an saatin kaç olduğunu tahmin edin, şimdi saate bakın, yanılma payınız ne kadar?
a) On dakikadan fazla
b) On dakikadan az

7-Aşağıdakilerden hangisini daha kolay hatırlarsınız?
a) İnsanların yüzlerini
b) İnsanların isimlerini

8-İki gözünü açık tutarak elinizde ki kalemi, bir cam kenarı veya kapı kenarı ile hizalayın. Önce sol gözünüzü, sonra sağ gözünüzü kapatın. Hangi gözünüzü kapatınca kalem daha az oynuyor?
a) Sol gözümü kapatınca
b) Sağ gözümü kapatınca


"A" ların sayısı fazla ise SAĞ beyniniz daha gelişmiştir...

"B" lerin sayısı fazla ise SOL beyniniz daha gelişmiştir...


Sağ beyinliyim çünkü;

-hayal ederim
-duyduklarımı unutmam
-hissederim
-koku alma tad alma benim için çok önemlidir
-sezgilerimi kullanırım
-iç güdülerim kuvvetlidir
-yeni şeyler üretirim
-subjektifim
-boyutları iyi algılarım
-ritim duygum gelimiştir
-bir bütün olarak görürüm
-duygularımla hareket ederim


Sol beyinliyim çünkü;

-mantık yürütürüm
-lineer düşünürüm
-sınıflandırır - isimlendirir
-dizer listeler yaparım
-analiz ederim
-yapı incelerim
-matematiksel işlemler yaparım
-bilinçli hareket ederim
-dili doğru kullanırım
-detayları görürüm
-inceler ve odaklanırım
-bütünü değil parçayı görürüm
-sistemli ve disiplinli çalışırım
-objektif davranırım




5 Mayıs 2012 Cumartesi

Quotes of the Day


'Ben bir işte nasıl başarılı olacağımı düşünmem. O işe neler mani olur diye düşünürüm. Engelleri ortadan kaldırdım mı iş kendi kendine yürür'.

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

4 Mayıs 2012 Cuma

NLP


NLP, yaşamımızda üzerinde düşünmeden, otomatik olarak gerçekleştirdiğimiz algılama, düşünme ve davranış süreçlerini, bilinçli hale getirme ve geliştirmede etkin olarak kullanılan bir yöntemdir.Altyapısını, insanların çevrelerini nasıl algılayıp ne şekilde tepki gösterdikleri, nasıl iletişim kurdukları ve davranış kalıpları üzerinde yapılan araştırmalardır. NLP' de bu tür araştırmalar özellikle kendi alanlarında çok başarılı olan insanların stratejileri üzerinde yoğunlaştırılmıştır. Buna NLP de "Modelleme" (Modelling) denir ve günümüzde hızlı öğrenme "Accelerated Learning" in önemli bir parçasıdır.NLP araştırmaları sonucunda geliştirilen bilgi teknik ve yöntemler, insanlar arasındaki iletişimi pekiştirmede kullanıldığı gibi, hedef ve çözüm bulma süreçlerinde de başarılı bir şekilde kullanılmaktadır.
Neuro ile insanların görme, işitme, hissetme, koklama ve tatma duyuları ve bu duyuların yönetildiği beyin ve sinir sistemi vurgulanır.
Linguistic ile yaşam deneyimlerinin dil vasıtası ile kodlanması, dilin deneyim edinme ve değişim süreçlerindeki etkisi vurgulanır.
Programming ile arzu edilen değişiklikleri gerçekleştirmek üzere, duygu, düşünce ve davranışlarımız üzerinde, bilinçli veya bilinçdışı akıl yardımıyla yapılan yeniden düzenleme biçimi vurgulanmaktadır.

Kişisel Gelişimde Nlp ;

Birçok insan NLP' i kendi kişisel gelişimi için kullanıyor. İnsanı kısıtlayan korkuların, alışkanlıkların ve benzeri etkenlerin üstesinden gelip,  hedefleriniz doğrultusunda destekleyen yeni davranış seçeneklerinin oluşturulmasında NLP destek sağlar. NLP' nin temel varsayımları ve özel uygulamaları, geçmişten gelen korkularınızı, kısıtlayıcı inançlarınızı, zarar veren alışkanlıklarınızı değiştirmede size yardımcı olacak etkili çözümler sunarak yaşam enerjinizi keşfetmenizi sağlar. NLP bu süreci, iletişim kurma, tepki verme ve hissetme seçeneklerinizi zenginleştirerek destekler. Daha fazla seçeneğe sahip insanlar, daha etkili tercihlerde bulunabilirler.

2 Mayıs 2012 Çarşamba

Transandantal Meditasyon Nedir ?



Evde , işte , okulda ve hayatın her alanında modernleşen dünyanın olumsuz getirisi olan artan stres ve baskı birçok kişinin karşı konulması güç gerçeğidir. Yorgunluk, sinir , konsantrasyon zayıflığı, endişe uykusuzluk vb. durumlar , yaşanması olası sıkıntılardır.
Transandantal Meditasyon tekniği, doğal bir şekilde stresin üstesinden gelen, sağlığı arttıran ve hayattan daha çok zevk almayı sağlayan, kolay bir yöntemdir. Gözler kapalı olarak sessizce oturulup 15-20 dakika uygulanan bir tekniktir.
Her insanın içinde ölçülmesi imkansız olan zeka ve mutluluk bulunuyor.Bu potansiyeli keşfetmek ve hayatın her alanına uygulayıp huzur içinde yaşamak mümkün.
TM uygularken, kökleşmiş stresler doğal bir şekilde çözülür, gün içinde yenilerinin oluşması önlenir, akıl ve beden sakinleşir.Bu potansiyelin içimizde saklı kalmasının nedeni dışarıya çıkmasının zor olduğundan değil ,bizim bu potansiyelimizi dışarıya çıkartmadığımızdan kaynaklanıyor.
Her insan içindeki sonsuz yaşam alanını dışarıya çıkartabilir ve bunu yaşayabilir.Transandantal Meditasyon tekniği aslında tamamen ruhun bir başka yöne konsantre olmasını sağlamaktır.Ruhun 180 derece dönmesidir. Zaman içinde beyin dış çevre ile uyum içinde çalışmayı alışkanlık haline getirerek fiziksel rahatlamayı doğurur.

30 Nisan 2012 Pazartesi

Quotes of the Day


                    "Success consists of going from failure to failure without loss of enthusiasm. "

           Winston Churchill

Uçuş Korkusunu Yenmek





Uçuş korkusu neden kaynaklanabilir ?

  • Kontrolü kaybetme korkusu.
  • Kaçıp kurtulmanın mümkün olmadığı yerde panik atak geçirme korkusu.
  • Kapalı yer korkusu.
  • Yükseklikten korkma.
  • Uçağın kaçırılmasından ya da terörizmden korkma.
  • Hava boşluğuna düşmekten korkma.
  • Gece ya da deniz üzerinde uçmaktan korkma.
  • Kazada sakat kalmaktan ya da ölmekten korkma.
  • Daha önceki kötü deneyimler, yaşanılan travmalar da havada panik duygusunu tetikler.
  • Medyanın, uçuş korkusunun yayılmasında önemli rol oynadığına inanlar da giderek artıyor.
  • Uçaklar ve uçuş hakkında eksik ve yanlış bilgiler de uçuş korkusuna neden olan başlıca sebepler arasında sayılır.
Nasıl yeneriz ?

-Hava boşlukları korkutabilir fakat normal olaylar olduğunu bilin:
Hava boşluğunu yaşayanlar uçağın düştüğünü sanabilirler. Bu durumda uçağı inişli çıkışlı bir yolda giden arabaya benzetmek daha doğru olur.

- Uçaklar sağlam, kuvvetli ve güvenilir araçlardır:
Uçaklar normalde karşılaşabileceklerinden çok daha zorlu şartlara dayanacak şekilde üretilir.

- Uçaklar ve uçmak sıradan işlerdir:
Her gün binlerce uçak milyonlarca yolcuyu güvenle gideceklere yere ulaştırıyor. Uçağa binmeyi uzaya gitmekle aynı kefeye koymamak gerekir.

- Pozitif düşünün:
Aklınızı ve düşüncelerinizi olumlu düşüncelere kanalize edin ve geçmişte kalmış hikâyelerden kendinizi uzak tutun.

- Kaslarınızın yönetimini ele alın:
Baktınız istemsiz kasılmalarınız oluyor, kontrolü elinize alıp istediğiniz kası kasıp bırakın. Patronun kim olduğunu vücudunuz anlasın.

- Aşırı çalışan hayal gücünüzün sesini kısın:
Uçuş sırasında duyduğunuz acayip sesin düşme işareti olduğunu hayal etmekten vazgeçin ve her sesi yorumlayacak kadar tecrübeniz olmadığını unutmayın.

- Rahatlama egzersizlerini uygulayın:
Gerginlik hissettiğinizde derin bir nefes alıp yavaş yavaş bırakın, bu uygulanabilecek basit ama etkili bir yöntemdir.

- Panik duygunuzu tanıyın:
Panik halini yaşıyor olsanız bile bunun size fiziksel bir zarar vermeyeceğini, kalp krizi geçirmenize sebep olmayacağını bilin.


26 Nisan 2012 Perşembe

Atalet Nedir ?



Atalet fiziksel anlamda “eylemsizlik hali”, kişisel gelişim alanında ise  “amaca yönelik eyleme geçmeme” demektir.
Uzun süredir başarılı olmak için hayalller kuran, hedefler koyan, planlar yapan ama bir türlü ilk adımı atamayan kişilerin sorunu  atalet  içinde bulunmalarıdır.

Atalet halinde yaşayan kişiler genellikle ağır hareket ederler. Tembellik, yılgınlık, miskinlik ile hareket ederler. Görevlerini yaparken sık sık işlerini erteler, mazeret beyan ederler. Hayata bakışları sitemkar, umursamaz, kötümser, eleştirel ve kaygılıdır. Bu nedenle de yaşama seviçleri ve hayat enerjileri çok düşüktür.

İnsanlar ataletten kurtulamıyor çünkü kişiler  atalet halinde yaşadıklarının farkında değildirler ,ataletin nedenini kendi içlerinde değil dışlarında ararlar ve suçlama eğilimine sahiptirler. En önemlisi ise ataleti yenmek için de ataletten kurtulmuş olmanın gerekmesidir.Kısır dönü gibi işleyen bu süreç gaflet uykusunda uyanma ile mümkündür.

Ataleti Nasıl Aşarım ?

1. Ataletten kurtulmanın ilk adımı atalet halinde yaşadığını fark etmektir. Bu kadar yoğun ve yaygın olarak atalet içerisinde yaşadığımız halde atalet algılamamızın olmaması ataletlerimize kalıcılık kazandırmaktadır.

2. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil’in deyişiyle “Üşenmeyin, Ertelemeyin, Vazgeçmeyin”.

3. Umutlarınızı yüksek sabit giderlerinizi düşük tutun.

4. Geniş düşünün, dar başlayın, çabuk bitirin.

5. Her alanda birşeyler öğrenin, bir alandaki her şeyi öğrenin.

6. Şunu kendinize sorun : Bugün yapmadıklarımın gelecekteki sonuçları neler olacak?

7. Hayatta başınıza gelen olaylardan daha çok, o olaylara verdiğiniz anlamların sizi atalete düşürdüğünü unutmayın. Önemli olan size neler olduğundan daha çok sizin nasıl biri olduğunuzdur.

8. Eyleme geçmek için mükemmel hale gelmeyi beklemeyin.





NOT: "Kişisel Ataleti Yenmek" (Alfa yayınevi) kitabından özetlenmiştir.




25 Nisan 2012 Çarşamba

Quotes of the Day

"Hiç yapılmaması gereken bir şeyi en verimli şekilde yapmış olmaktan daha gereksiz hiçbir şey yoktur."

Yönetim Uzmanı- Peter Drucker

24 Nisan 2012 Salı

Quotes of the Day

" Günün birinde farklı yönlere olan farklı eğilimlerimi , olduğum farklı kişiler arasındaki gerilimi çözebileceğimi sanırdım. Şimdi kim olduğumun farkına varıyorum , kafamdaki şarkıya daha çok yaklaşıyorum.Zarafet peşinde değilim. Ne mutluluk ki zarafet benim peşimde. "

(U2 'nun solisti Bono  , Rolling Stone 'dan alıntı )

Kediyi Ağaçtan Nasıl İndirirsiniz ?


Kedinin biri agaca cikmis ve inmiyor ,
Kediyi o ağactan indirmek icin ne yaparsiniz?

1-Agaca tirmanirsiniz;
2-Agaca merdiven dayayip tirmanirsiniz;
3-”Gel pisi pisi” diye bagirirsiniz;
4-Disi bir kedi bulup agacin altina getirirsiniz;
5-Itfaiye gibi kurtarici görevlileri ararsiniz;


1-Ağaca tirmandiysaniz; Cesur ve giriskensiniz. İyi bir satis temsilcisi olursunuZ

2-Ağaca merdiven dayayip tirmandiysaniz; Hedefe nasil ve ne yöntemlerle ulasacaginizi planlayabiliyorsunuz. İyi bir halkla iliskiler müdürü olursunuz…

3-”Gel pisi pisi” diye bagirdiysaniz; Saflik derecesinde iyimsersiniz.Ne yaparsaniz yapin, sakin kendi isinizi kurmaya kalkmayin…

4-Disi bir kedi bulup agacin altina getirdiyseniz;Kendi isinizi kurup cok basarili ve ünlü olabilirsiniz.

5-İtfaiye gibi kurtarici görevlileri aradiysaniz; Sorumlulugu baskalarina atmayi iyi beceriyorsunuz. İyi bir üst düzey yönetici olursunuz
.


P.S : ben " gel pisi pisi " cevabını vermiştim  ; önce sonuca götürecek kolay  kısa vadeli  çözüm yolu denenmeli  , olmaması durumunda alternatif ler değerlendirilmeli kanısındayım - gel pisi gel  , sen gelmezsen ben seni her türlü o ağaçtan indiririm :)

22 Nisan 2012 Pazar

Quotes of the Day


"An investment in knowledge always pays the best interest."
  
                                                                       Benjamin Franklin

20 Nisan 2012 Cuma

Quotes of the Day


                       " Sahip olduğunuz tek şey bir çekiçse , herkesi çivi olarak görürsünüz. "
  
Abraham Maslow

İşe Kabul Edilmek İçin 10 Püf Nokta





  • İş,şirket,bölüm,birim hakkında bilgi toplayın.
  • Sorulacağı kesin görünen soruların da bulunduğu en az bir prove mülakatı yapmaya çalışın.
  • Uygun bir kıyafet giyin.
  • Mülakat sosyal bir olaydır: karşınızdakilerin kendilerini rahat hissetmelerini sağlayacak biçimde davranın.
  • Tüm sorulara cevap verirken bu iş için ne kadar uygun olduğunuzu kanıtlayın.
  • Cevaplarınızı 2-3 dk. ile sınırlayın.
  • İşe kabul edilmeseniz de mülakattan sonra bir teşekkür mektubu yazın.
  • Bu işi istediğinizi altını çizerek belirtin.
  • Maaş ve diğer şartları mülakat sırasında görüşmeyin:bunları daha sonraya , işi gerçekten de size önerdikleri zamana bırakın.
  • Mülakat sürecinden yararlanarak pozisyon hakkında mümkün olduğu kadar bilgi toplayın ve işi gerçekten isteyip istemediğinizi sorgulayın.




19 Nisan 2012 Perşembe

Beyninize Ne Girerse O Çıkar


Machiavelli Prens adlı eserinde şöyle anlatır ;
" Bulundukları yere nasıl geldiklerini görmek için, şöhretli adamların eylemlerini inceleyin ; zaferlerinin ve yenilgilerinin nedenlerini öğrenin ki birini taklit edip öbüründen kaçınabilesiniz.Hepsinden önemlisi,kendilerinden önce ünlü olan ve takdir edilen,başarılarıyla yaptıkları hala belleklerde yer alan kişileri örnek alan şöhretli adamların davrandığı gibi davranın;tıpkı Büyük İskender'in Akhilleus'u ve Sezar'ın da İskender'i taklit ettiğini söylediği gibi."
Başarılı bir hayat elde etmek istiyorsak , bizi başarıya yönlendirecek bilgiler ile beynimizi beslemeliyiz.Beynimizi ne ile beslersek onu elde ederiz çünkü insan hayatında en çok neyi düşünürse er ya da geç onu yaşayacaktır.

Quote of the Day

" Tanrı bize iki yuvarlak organ verdi ; biri oturmak , diğeri düşünmek için. Başarınız hangisini daha fazla kullanacağınıza bağlı!"

Ann Landers

18 Nisan 2012 Çarşamba

Nil'in Kelebekleri

Nil Karaibrahimgil'in Hürriyet Gazetesi Kelebek ekinde yer alan en okunası makalaler bu kitapta bir arada toplanmış.
Ayrıca bir de web sitesi oluşturulmuş kitap adına, kafanızı dağıtabileceğiniz rengarenk cıvıl cıvıl bir konsept tasarlanmış.

p.s : kitap şuan D&R'ın sitesinde indirimde :)


http://www.nilinkelebekleri.com/

Ahmet Şerif İzgören Kimdir ?


Ahmet Şerif İzgören, 1965 yılında İzmir’de doğdu.
Kuleli Askeri Lisesi’ni, ardından 1987’de Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dil Bilimi Bölümü’nü bitirdi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde üsteğmen rütbesine kadar görev yaptı. 1991 yılında TSK’dan istifa ederek ayrıldı ve Ankara Üniversitesi TÖMER’in Bursa’daki kurucu müdürlüğünü yaptı. Daha sonra özel sektörde iki şirkette genel müdürlük yaptı.
1996 yılında kendi işini başlattı ve hâlâ devam etmektedir.
Şu anda üç şirketin yönetim kurulu başkanı ve ortağıdır.
Bu şirketlerin yönettiği markalar: İZGÖREN&AKIN, Elma Yayınevi, 3b Çözümler, İzgören Yayınları, Academy International ve blogmabilgi.com’dur.
1998-2003 yılları arasında, İngiltere’deki Northampton Üniversitesi Sunley Management Center’la iş birliği projesini yürüttü. 2001 yılında, bir yıl KKTC’de Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde öğretim üyeliği görevinde bulundu. İngiltere, Danimarka, Almanya gibi ülkeler de dâhil olmak üzere bini aşkın eğitim ve seminer verdi.
Ülkemizdeki “dürüstlük”, “iş kalitesi” ve “girişimcilik” değerlerini eğitimler vasıtasıyla yaymayı hedefleyen ve iki temel ilkesi “yurt sevgisi” ve “hoşgörü” olan Türkiye Uğur Böcekleri Projesi’nin kurucu liderliğini yaptı. Proje bünyesinde eğitici eğitimi alan gençler tarafından Çocuk Esirgeme kurumları, ceza evleri, ilköğretim okulları ile Anadolu’nun birçok kasaba ve köyünde 100.000’i aşkın vatandaşımıza ücretsiz eğitimler verildi. Proje hâlen devam etmektedir.

İyi Bir Bellek İçin Ne Yapmalı ?


  • Oturmayın, düzenli egzersiz yapın
  • Takviye olarak vitamin alın
  • İnsan içine karışın
  • Mutfağınızı sağlıklı yiyeceklerle donatın
  • Uykunuza dikkat edin
  • Mutlaka yeni şeyler öğrenin
  • Biraz alkol alın
  • En küçük şeyi dert etmeyip, stresi yönetin
  • Hayata bağlanın
  • Düşüncelerinizi ve hayatınızı organize edin.
  • Etkili önlemlerle beyninizi darbelerden koruyun.
Kesinlikle başarabilirsiniz! Pozitif tutumunuzu sürdürün.

Belleğinizi Nasıl Güçlendirirsiniz ?



Bellek kaybının en önemli sebepleri arasında stres gösteriliyor.
Dünya çapında otorite olarak kabul edilen Aaron P.Nelson’un “Belleğinizi Nasıl Güçlendirirsiniz?” isimli kitabı, iş dünyasını yakından ilgilendiren bu sorunla mücadele yollarını anlatıyor…

Yaş ilerlemesine bağlı oluşan bellek kaybı, günlük yaşamda büyük sıkıntılara yol açsa da aslında önlenebilir bir rahatsızlık. Tıpkı olası yıkıcı etkilerinin önlendiği veya oluşmuş hasarın bir kısmının geriye döndürülebildiği diğer yaygın hastalıklarda olduğu gibi.
Bellek konusunda dünyaca tanınmış otoritelerden biri olan Dr. Aaron P. Nelson’ın kaleme aldığı “Belleğinizi Nasıl Güçlendirirsiniz?” adlı kitap, belleğin nasıl çalıştığını, bellek kaybı problemlerini, bunun nedenlerini ve tedavi şekillerini anlatıyor. Acıbadem Sağlık Grubu ve Optimist Yayınları’nın Harvard Tıp Okulu rehberliğinde yayımladıkları kitap, bu alanda merak ettiğiniz her türlü sorunun yanıtını içeriyor. Bellek kaybının baş müsebbipleri arasında stresin yer aldığını göz önünde bulundurursak, iş dünyasını yakından ilgilendiren bu kitapta yer verilen basit önlemlerle yaşa bağlı bellek zayıflamasına karşı mücadele edebilir, konsantre olma, bilgiyi belleğe alma ve daha sonra hatırlama yeteneğinizi geliştirebilirsiniz.

Kişisel Gelişim Nedir ?


İnsanlar potansiyel ile doğar. Ancak dünyada bir iyiler ve bir de, daha da iyiler vardır. Yani insan fiziksel olduğu kadar nitelik olarakta gelişebilir. Kişinin herhangi bir alanda sahip olduğu potansiyeli biraz daha öteye taşıması işine kişisel gelişim diyebiliriz. Kişisel gelişimin en temel noktası, kişinin kendini tanımasıdır. Kişinin kendini tanıması, hangi alanlarda ne durumda bulunduğunu belirlemesi ve eksik olduğunu düşündüğü alanlarda kendini geliştirmeye karar vermesi, kişisel gelişim sürecinin başladığı andır.
Ruh ve zihinsel sağlığı düzgün bireylerin, belli bir metodolojiye dayalı olarak;
1-hedefleri netleştirmek
2-kararsızlıkları aşmak
3-bakış açısını değiştirmek
4-fark yaratmak
5-motivasyonu yükseltmek
6-zamanı iyi yönetmek
7-özgüveni arttırmak
8-kendini deneyimlemek (deneyim kazanmak)
9-başarı odaklı olmak
10-değişime, çağa ayak uydurmak
11-imaj yenilemek
12-sosyal iletişim gibi konularda aldığı eğitime Kişesel Gelişim denir.